NUEVO İç Mimarlık Tasarım Stüdyosu : “İç mimarlık mesleğinin İlk yıllarında olanlar hatadan korkmasınlar, acele etmesinler sadece bilgilerini ve tecrübelerini arttırmaya çalışsınlar.”

Aviled Mimarım sponsorluğunda bu hafta NUEVO İç Mimarlık Tasarım Stüdyosu' nun kurucu ortakları İç Mimar Mehmet KEBİR, İç Mimar Mustafa KEBİR' in ofislerine konuk olduk ve önerilerle dolu bir söyleşi gerçekleştirdik.

0 5.133

Mustafa Bey, Mehmet Bey bize biraz kendinizden ve meslek seçim sürecinizden bahseder misiniz?

Mustafa K. : Biz Mehmet ile ikiz kardeşiz. Küçüklüğümüzden beri görsel sanatlara merakımız ve öğretmenlerimizin fark ettiği bir çizim yeteneğimiz oldu. Aslında ortaokuldan sonra normal liseye devam ediyorduk. Çizim yeteneğimizi fark eden öğretmenlerimiz bunu bir meslek olarak seçmemiz gerektiği konusunda bizi yönlendirdiler ve kardeşimle birlikte Atatürk’ün kurmuş olduğu Ankara Yapı Meslek ve İnşaat Teknik Lisesinde Yapı Ressamlığı bölümünde lise eğitimini tamamladık. Bu sebeple biz 2000 yılından beri mimari projeler çiziyoruz. Yüksek öğrenim olarak; mimarlık mı, iç mimarlık mı seçmeliyiz diye düşünmüştük, fakat biz detay aradığımız ve detayı çizimlerimizde çok önemsediğimiz için iç mimarlığa yöneldik. 2005 yılında ben, 2006 yılında kardeşim Akdeniz Üniversitesi’ nin açmış olduğu yetenek sınavlarına katıldık ve iç mimarlık bölümünde okumaya hak kazandık.  Ben 2009, Mehmet ise 2010 yılında üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun olduk.

Ofisinizin kuruluşundan bugüne olan yolculuğundan bahseder misiniz?

Mehmet K. : Öğrenci iken ve sonrasında Antalya ve Ankara’da ayrı ayrı mimarlık ofislerinde çalıştık. Antalya’da çalışırken villa, ofis ve özellikle otel konularında çok tecrübe edindik. Otel hususunda uzmanlaştık diyebilirim. Önceki teknik çizim bilgimiz buralarda çalışırken bizi hep bir adım öteye taşıdı. Çalışmış olduğumuz yerlerde edindiğimiz tecrübelerden sonra 2011 yılında Ankara’da Nuevo’ yu kurduk ve o zamandan beri tamamen kendi işlerimizi yapmaya başladık.

İlk kendi işimiz olarak bize Bakü’de 2 tane 5 yıldızlı otel projesi işi geldi. Hatta bu iki işte oradaki ekonomik krizden dolayı şantiye sürecimiz hala devam ediyor. Sonra Cezayir’de Fransız bir iş adamının villa projesi geldi. Çizdik, detaylandırdık, beğenildi, yapıldı, çok da memnunlar, şuanda kullanıyorlar evlerini. Daha sonra Mekke’de Ramada Otel projesini yaptık. Yaptığımız işler referans olunca diğer işler kendiliğinden geldi. Yurt içi, Kıbrıs ve yurt dışında olmak üzere birçok sayıda ve farklı tipte projeye imza attık.

Take tellhco.com survey to win offers

Bize heyecan veren klasik tarzda bir iş olarak en son, geçen sene Atatürk Orman Çiftliğinde bulunan, Atatürk’ün yaptırmış olduğu Marmara Köşkü’ nün iç mekan tasarımını, orijinalliğini bozmadan yaptık. Rönesans inşaat firmasının yürüttüğü bir iş idi ve onlar da tasarımcı olarak bizi tercih ettiler. Süreç boyunca talepler bize firma tarafından iletildi, buna göre ilerledik,  projemiz bir kere bile revizyona uğramadan uygulanmıştır.

İç Mimari tasarımda işin uygulama kısmı çok önemli, bu konuda kendinizi nasıl geliştirdiniz?

Mehmet K. : Biz yapı ressamlığından geldiğimiz için yer aldığımız işlerde projeyi çok iyi okuyabiliyor idik. Antalya’da veya Ankara’da çalıştığımız yerlerde de işi alıp projeyi sıfırdan çizdikten sonra işin detay ve takibini her zaman yaptık. Sonrasında kendi işimizde de süreç bu şekilde devam etti. İşlerimizde detayları gerekirse birebir ölçekte çizdik ve çiziyoruz. Detay bizim için çok önemli. Detay çizimlerinden sonra inşaat kısmı devreye girince ustalara detayları çok iyi anlatmak gerekiyor ve de onları takip etmek gerekli. İş üretildikten sonra da kalitesini kontrol ediyoruz. Gerekirse de müşterimize üretilen işin fotoğraflarını gönderdiğimiz bir süreç yaşıyoruz. Her zaman bu şekilde çalıştığımız için, işlerimiz de bizim kontrolümüzde ve bizim tasarladığımız gibi bitmiş oluyor.

Bize ekip yapınızdan bahseder misiniz?

Mehmet K. : Şuan ofisimizde 2 iç mimarız, bir de şantiye şefimiz var. Daha çok özel ve butik işler yaptığımız için ofiste kalabalık bir ekibe ihtiyacımız olmuyor. İşleri birebir biz tasarlıyor ve koordine ediyoruz. Yanımızda çizim veya tasarıma yardımcı kimse bulunmuyor. Hem yönetim, hem tasarım, hem çizim, hem uygulamayı yürütüyoruz. Bizim ayrıca üç boyutlu görselleştirme ile ilgili çeşitli ödüllerimiz var. Bu konuda Türkiye’de ben ilk 5’e girebilirim, Mustafa’nın da başarısı aynı şekilde. Bu tip programlarda çok üst seviyede yetkiniz.

Aslında maaş ödemediğimiz ve ofiste görünmeyen bizim A’ dan Z’ ye tüm uygulamaları yapabilecek büyük bir de saha ekibimiz var. Sürekli çalıştığımız ustalarımız ve çalıştığımız firmalar da ekibimizin önemli bir parçası. Birlikte kaliteli işler yapılabilecek yapım ekibi bulmak çok zor olduğu için bunu deneme yanılma yöntemi ile 1-2 yılda bulduk. İşi yaptırıp mahcup olduğumuz zamanlar da maalesef oldu. Ekip zamanla oluşuyor. Şuandaki ekip ile sürekli birlikte çalıştığımız için birbirimizi iyi tanıyor, işleri hızlı ve kusursuz bir şekilde teslim edebiliyoruz.

Bir proje sürecinizi anlatır mısınız?

Mustafa K. : Bizim firmamızda projeyi aldığımız andan sonra şöyle bir süreç başlıyor; öncelikle müşterinin zevklerini ve sevdiği tarzları öğrenmek için analiz yapıyoruz. Ardından aldığımız projenin planının fonksiyon şemasını çözerek, istenilen şekilde yaşanılan bir hale getiriyoruz. Bizim için bu, iskeleti oluşturmak oluyor sonrası ise iskeleti giydirmektir. Bunun için de uygun malzemeler, uygun renkler, uygun mobilyalar tasarlayarak mekânı bir bütün olarak en iyi hale getirmiş oluyor ve bunu müşterilerimize sunuyoruz.  Projelerinde gerçek bir iç mimar ile çalışan insanlar, zaman ve paradan tasarruf ederler. Çünkü biz ihtiyaca en uygun ve estetik bir tasarımı, en iyi fiyata ve hızlı bir şekilde uygulayabiliyoruz.

Proje sürecinde en çok keyif aldığınız anlar hangileri?

Mustafa K. : Bizim için bir projenin her anı güzeldir. Ama ilk tasarlama süreci ve teslim ettiğimiz zaman müşterilerimizin beğenmesi ve mutlu olmaları bizim için en keyif aldığımız anlardır.

Tasarlamayı istediğiniz özel bir mekan var mı?

Mehmet K. : Bir müze projesi yapmayı çok isteriz. Müzeleri gezdiğim zaman bana mekân çok ilginç geliyor. Orada neyin vurgulanması gerektiği, neyin arka planda kalması gerektiği gibi çok oyun yapılabilecek konu var, bu şekilde gördüğüm için, en çok müze projesi yapmak isterdim.

Ülkemizde iç mimarlığın yeri nedir?

Mehmet K. : Ülkemizde iç mimarlık maalesef tam anlamı ile doğru tanınmış bir meslek değil ve doğru şekilde yapılmıyor.

Okullardan başlayacak olursak; biz son dönem yetenek sınavları ile mesleği kazanmış iç mimarlarız. Bizden sonra okullar iç mimarlık öğrencilerini yetenek sınavı değil, puan sistemi ile almaya başladılar. Bu da bize göre yanlıştır. Bu meslek tamamen bir sanat işidir ve yetenek ister. Elbette yetenek de geliştirilebilir fakat puan sistemi ile girilen şuanki durumda bu mümkün değil.

Ayrıca bizim mesleğimizi bir mimarın yapması bence yanlış. Tv’ lerde yayınlanan programların da etkisi ile insanlar mimarları tercih ediyorlar. İç mimarlık sadece malzeme seçmek değildir bu şekilde bir algı oluşturuldu ve insanlar içmimarlığın ne demek olduğunu bilmiyorlar.

Bir proje sürecinde mimar ve iç mimarın beraber çalışmak zorunda olduğunun anlaşılması ve anlatılması gerekiyor. Bu konuda inşaat firmaları da bilinçli değiller. İç mimari proje imza gibi bir durum gerektirmediği için bu meslek ile ilgili diploma sahibi olmayan insanlar kart bastırıp bu unvanı kullanabiliyorlar. Yapılan hizmet ise bu şekilde içmimarlık olmuyor.

Ayrıca şu anda birçok mobilya firması ücretsiz iç mimarlık hizmeti veriyorlar. Ancak yanlarında çalıştırdıkları tecrübesiz ya da iç mimar olmayan insanlara kalitesiz, hızlı, özensiz projeler çizdirip müşterilerine bu projeleri sunuyorlar. Fakat müşteriler gerçek anlamda bir iç mimarlık hizmeti almadığını bilmiyor. Bu da yine mesleğin tanımını zedeliyor.

Tüm bu konular ile ilgili içmimarlar odasının bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyoruz. Mesleği en doğru şekilde tanıtması ve doğru şekilde nasıl yapılırı anlatması gerekiyor.

Kariyerini şekillendirme aşamasında olan genç iç mimar veya adaylarına neler söylemek istersiniz?

Mehmet K. : Öncelikle sanatla ilgilenmeleri gerekiyor. Sanat akımlarını bilmeleri gerek. Sanatçıları, ressamları, heykeltıraşları, bu işi iyi yapan mimarları, iç mimarları takip etmeleri gerek. Markaları çok iyi takip etmeleri gerek. Modayı her alanda takip etmeleri gerek. Örneğin bir saat modasını da takip etmeliler. Kullanılan renkleri incelemeliler. Mobilya, aydınlatma, duvar kâğıdı, halı gibi ürünlerin markalarını da bir uzman gib takip etmeleri gerek. Cad programlarını çok iyi öğrenmeleri gerek, bu programları düşündüklerini anlatabilmek için bir dil öğrenmeye benzetilebiliriz.Karakalem çizsinler, perspektifi çok iyi bilmeleri gerekiyor, gördükleri cisimleri, sandalyeleri, bulundukları odaları durmadan çizsinler. Şuanda el çizimi okullarda öğretilmeyebiliyor, gerekirse kurslara katılabilirler.

Bu süreçte sabırlı olunması gerek.  Tecrübe kazanmak için işin uygulamasında bulunmaları gerekiyor. Mobilya fabrikalarına, imalathanelere gitmeleri, şantiyeleri gezmeleri gerek.Aksi halde mezun olduktan sonra mesleğini yapmayan çoğunluğa katılmak durumunda kalabilirler, seramik satan, mutfak satan firmalarda satış bölümünde çalışıp mesleklerini icra etmiyor olabilirler.

Ne yapacağını bilmeden mezun olan çok insan var. Öğrencilik sürecini çok iyi değerlendirsinler. Sonrasındaki sürece öğrenme süreci olarak baksınlar, bir şey olmak için acele etmesinler.  Öğrenmeyi istesinler, öğrendikçe öğrendikleri birikecektir ve tecrübe olacaktır. Bunu da öğrenci iken veya mesleğin ilk yıllarında yapabilirler. İç mimarlık mesleğinin ilk yıllarında olanlar hatadan korkmasınlar, acele etmesinler sadece bilgilerini ve tecrübelerini arttırmaya çalışsınlar. 

Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz

Biz teşekkür ederiz.


Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.