İstanbul’un Belden Yukarısına Bakmak

2 48.149

turkish-shopping-street-turkcell

Geçenlerde Balkan turuna çıkarak bir yandan Balkanların tarihi yapısındaki görsel şöleni, öte yandan ise mekanların tasarımsal yönlerini inceledim.

Balkanlarda özellikle binaların eski olmasına ve eski yapıların altında birçok mağazaların olmasına rağmen bütünselliğin bozulmaması aklıma benzerliği açısından İstanbul – Taksim – İstiklal Caddesini hatırlattı. Fakat büyük farklarla!..

Örneğin; Balkanlarda tarihi yapılar, yürürken izlediğiniz binalar sizi rahatsız etmiyor. Fakat İstiklal Caddesinde yürürken (en azından) beni bir şeylerin rahatsız ettiğini fark ettim. Cevabını bulmak ise Balkanlarda nasip oldu.

Balkanlarda özellikle mağazalar abartıdan kaçarak sade bir biçimde binanın formunu bozmadan tasarlanıyorlar. Ve dışarıdan baktığınızda gözünüz binayı bütünsel olarak algılıyor.

Ancak İstiklal Caddesinde yürüdüğünüzde gözünüze neredeyse sanki bir blokaj uygulanıyor gibi bina sadece dükkanlardan oluşuyor gibi zannediyor, üzerini göremiyorsunuz. Meğer beni görsel açıdan rahatsız eden “şey” buymuş.

Aşırı gösteriş çabası, binaların dükkanla birleşen yerlerinde aşırı kalın çizgiler, aydınlatmada kullanılan yoğun renk cümbüşü resmen tarihi binaların dükkanla olan ilişkisi keserek bütünlüğün önüne geçiyormuş.

Siz ise önünüze baktığınızda sadece yürüyen insanları, Taksim’in eğlenceli, renkli yanını ve mağazalarını görürken, gökyüzüne baktığınızda ise bambaşka bir Taksimle yüz yüze geliyormuşsunuz. Taksim’deki bu kargaşa, resmen bize iki seçenek sunarak iki taraftan birini seçip görmemizi istiyor algısı oluşturuyor…

Düşünsenize; gerçek İstanbul’un yanındayken onu görememeyi… Mağazaların rahatsız edici gösterişi gerçek İstanbul’u gözümüzde flulaştırıyormuş meğer.

Balkanlarda ise seçenek yok. Taksim gibi birçok yerin bulunduğu Başkanlarda nereye bakarsanız bakın, binalar kendisini size bir bütün olarak sunuyor. Rahatsızlık hissetmeden, şehri yaşayabiliyorsunuz. Ve inanın, Balkanlarda etrafı süzerken binaların verdiği enerji ve yapı düzeni muhteşemdi…

Meğersem İstanbul’u izlerken beni rahatsız eden “bir şeyler” bunlarmış.

Meğersem biz İstanbul’u sadece “kaosu” ile tanıyormuşuz.

Meğersem biz gerçek İstanbul’u hiç tanıyamamışız.

Gerçek İstanbul’u görmek isteyip kafanızı kaldırdığınızda İstanbul’un bize olan kırık kalbini göreceksiniz. Kırık camlar, yıkık duvarlar ve bakımsızlıktan haykıran cepheler size İstanbul’un öteki yüzünü anlatacak…

Meğer söyleyecek ne çok şey anlatıyormuş İstanbul…

Yazdıkça yazasım geliyor… Ama en azından şimdilik bu kadar…

TÜYO: İstiklal Caddesinde yürürken burnunuzun ortasına elinizi yere paralel tutun. Bakalım bakalım ne göreceksiniz? (REKLAM PANOLARINI GÖRMEZDEN GELMEYİ UNUTMAYIN!)

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.