Paris’te bulunan Bachaumont Otel, bir Art Deco canlandırmasıyla yeniden hayat bulmuş tahmini 40 yıldır demir kapıları kapalı bir mekan.
Otel aslında 1920’lerde Le Grand Hotel De Bachaumont ismiyle Paris’in göbeğinde yer alan avant-garde bir mekan olarak açılmış. Les Halles alışveriş merkezine yakın olması burayı bir anda oldukça bilinen bir yer haline getirmiş. Daha sonra Les Halles’in dışına taşınmak zorunda kalan Otel, eski müşterilerini kaybetmeye başlamış ve 1970’lerin sonunda kapanmak durumunda kalmış.
Etkileyici yapı daha sonra bir süre tıbbi klinik olarak kullanılmış. Bir gün, yapının resmedilmeye değer o ünlü, geçmiş güzel günlerini bilen Samy Marciano burayı restore etmeye karar vermiş. Bu yenilenme için Dorothee Meilichzon ile çalışan Samy; ‘Bana bir çok şey vermiş ve değerler katmış bir mahalleye ben de bir şeyler katmak istedim.’ diyor.
1920’lerdeki ihtişamlı günleri yaşatmak amacıyla konsept Art Deco olarak seçilmiş. İlk olarak bu yaklaşımı giriş kısmında, -aynalar ve siyah-beyaz mermer zeminle birlikte- büyük uzun bir koridorla görüyoruz. Daha sonra cam tavanlı şık bir restoran, ahşap sayaçlı kokteyl bar ile birlikte karşımıza çıkıyor. Siyah, gri ve koyu mavi tonları yer yer kullanılan çiniler ve geometrik desenlerle birlikte otelin konseptini yansıtarak güzel bir uyum içinde kurgulanmış.
Minimalist eşya seçimi , konuk odalarında misafirlerini karşılıyor. Büyük pencereler ışığı maksimum derece içeri almayı sağlarken bir yandan da bu pencerelerin birleştiği demir korkuluklu balkonlar Paris’in sokaklarını kuş bakışı izlemeye olanak sağlıyor.
Paris’in tarihine özlem duyuyor ya da bir gezi sırasında konaklamak amacıyla bir yer arıyorsanız, geçmişin güzel ışıltılı günlerini deneyimlemek için otel Bachaumont tam olarak size göre. 🙂
